Mikozis fungoides (Deri lenfoması) 9.183 kere okundu.

Mikozis fungoides geç evrelerinde çeşitli organları etkilese de hastaların büyük çoğunluğunda yaşamları boyunca sadece deriyle sınırlı kalmaktadır. Aynı zamanda genellikle sadece hafif kepekli deri döküntüsüne yol açar. Hastalığın ilk evrelerinde teşhisi zor olsa da ilerleyen dönemlerde diğer organları etkilememesi için erken teşhis oldukça önemlidir.

MİKOZİS FUNGOİDES NEDİR?

Vücutta mikroplarla savaşan hücreler lenf dokuda bulunmaktadır. Fakat bu hücreler daha çok lenf dokuda yer alsa da derinin görevlerinden biri de vücudu dış etkenlere karşı savunmaktır. Bu nedenle birtakım lenfosit dediğimiz hücreler barındırır. Mikozis fungoides hastalığı deride bulunan mikroplarla savaşan hücrelerden olan T lenfositlerin aşırı ve aynı zamanda kontrolsüz bir şekilde çoğalması nedeniyle oluşur. Nedeni tam olarak bilinmemektedir. Bu tür hastalıklar genelde lenf dokudan kaynaklandığı için lenfoma olarak isimlendirilmektedir. Bu tür lenfomada hastaların büyük kısmı diğer açılardan oldukça sağlıklıdır.

MİKOZİS FUNGOİDES KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Mikozis fungoides derinin en sık görülen lenfomasıdır. Bu nedenle bu tür lenfoma her yaşta ve her iki cinsiyette de görülebilmektedir. Fakat orta yaşlarda daha sık rastlanan bir hastalıktır.

MİKOZİS FUNGOİDES BELİRTİLERİ NELERDİR?

Derinin her bölgesini etkileyebilen bir hastalık olsa da erken dönemlerde sıklıkla gövdede döküntü olarak ortaya çıkmaktadır. Çoğu zaman döküntü birkaç bölgede aynı anda başlar fakat tek lezyon olarak ta başlayabilmektedir. Erken dönemlerde hafif kepeklenme ile pembemsi ya da kahverengimsi döküntü şeklindedir. Bu dönem yama dönemi olarak adlandırılmaktadır.

MİKOZİS FUNGOİDESTEN NE ZAMAN ŞÜPHELENMELİYİM?

Mikozis fungoides, genelde gövdede bazen de kol ve bacaklarda görülebilmektedir. Deri lenfoması bazen kaşıntılı olan, üzeri kabuklu olan ya da olmayan kızarıklıklar şeklinde karşımıza çıkar. Bu nedenle mikozis fungoidesli hastalar yıllarca sedef, egzema gibi değerlendirilip tedavi edilebilirler. Genelde vücudun güneş görmeyen yerlerinde olur.

MİKOZİS FUNGOİDES DERİ DIŞINDA BAŞKA BİR ORGANIMA GEÇEBİLİR Mİ?

Vücuttaki kızarık yamalar giderek kalınlaşır ve aynı zamanda kitle şeklinde büyür. Hastalığın geç evrelerinde vücudun çeşitli bölgelerindeki lenf bezi büyümeleri ve ilerlemiş hastalarda iç organ tutulumları olabilmektedir. Bunlar arasında dalak, karaciğer ve akciğer gibi iç organlar ve kemik iliği yer almaktadır.

MİKOZİS FUNGOİDESİN GİDİŞATI NASILDIR?

Mikozis fungoides ölümcül olabilmesine rağmen ilerleme oranı çok değişkendir. Bazı kişilerde yıllarca sadece kızarık yamalar şeklinde devam eder. Yaşam oranı 2-3 yıldan 20 yıla kadar değişir. Gidişat tam olarak tahmin edilemez. Bu nedenle hastalığın gidişatı kişiden kişiye değişir.

MİKOZİS FUNGOİDES TANISI NASIL KOYULUR?

Hastalığın erken döneminde tanı koymak çok kolay değildir. Deriden birkaç kez biyopsi alınması gerekebilmektedir. Klinik olarak kuvvetli şüphe olsa da biyopsiler yıllarca tam olarak mikozis fungoides sonucunu vermeyebilir.Daha ileri hastalıktan şüphelenildiği zaman lenf bezleri alınıp incelenmektedir. Aynı zamanda iç organ tutulumları açısından da ileri tetkik gerekebilmektedir. Nadiren de olsa kemik iliği biyopsisinin yapılması gerekebilmektedir.

MİKOZİS FUNGOİDES TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Hastalığın tedavisi kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Bu değişkenliğin nedeni hastalığın şiddeti ve evresidir.

• Hastalığın erken evresinde, yani ince pullanan kızarıklıkların olduğu dönemde deriye uygulanan krem formunda ilaçlar tercih edilmektedir. Bu ilaçlar genellikle kortizon veya retinoidler gibi ilaçlardır.
• Eğer bu ilaçlara cevap yoksa ya da bu kızarıklar yaygınsa ışık tedavisi (dar band UV-B veya PUVA) uygulanır.
• Vücutta kitleler var ise bu kitleler üzerine radyoterapi veya daha ilerlemiş hastalıkta tüm vücuda radyoterapi (ışın tedavisi), interferon, ağızdan kemoterapi, ya da ekstrakorporeal fotokemoterapi uygulanabilmektedir.

Dermatoloğunuz hastalığınızın evresi ve şiddeti hakkında size gerekli bilgileri verir. Aynı zamanda uygulanması gereken tedavi yöntemlerini aktarıp, size en uygun olan tedaviye başlanmasını da sağlar.