Gül Hastalığı Pitriazis Rosea 9.420 kere okundu.

Gül hastalığı, yüz bölgesinde ve vücutta kızarıklığa neden olurken kan damarlarının da daha belirgin bir hale gelmesine sebep olmaktadır.
post

Gül hastalığı genellikle üzerinde hafif kepeklenmelerin olduğu oval biçimli kızarıklıklarla ortaya çıkmaktadır. Yaygın deri hastalığıdır ve deride döküntülere neden olmaktadır. Dermatoloğunuz teşhis aşamasında en büyük döküntüyü ana yama olarak, küçük döküntüleri yavru yamalar olarak tanımlamaktadır. Gençlerde daha sık olmakla birlikte her yaşta görülebilmektedir.

Gül Hastalığı (Pitriasis Rosea) Nedir?

Gül hastalığı genellikle gövde bölgesinde çıkan döküntülü bir hastalıktır. İleri dönemlerinde göğüs ve sırt bölgesinden kol, bacak ve boyun bölgelerine doğru da yayılım gösterebilmektedir. 

Mevsim geçişleri bu hastalığın görülme sıklığı ve seyri üzerinde etkilidir. Özellikle bahar aylarında etkili olan bu hastalık, karın ve yüz bölgesinde gül şeklinde pembemsi lekeler ile kendini göstermektedir. Bu leke sonrasında o bölgede ciltte kepeklenme ve daha küçük lekeler ortaya çıkmaktadır. Bulaşma özelliği yoktur. Genellikle tedavi edilmeden bile kendiliğinden 6 – 8 hafta içerisinde geçebilmektedir.

Gül hastalığı genellikle üzerinde hafif kepeklenmelerin olduğu oval biçimli kızarıklıklarla ortaya çıkar.

  • Bu yaygın deri hastalığı deride döküntülere neden olur. Dermatologunuz en büyük döküntüyü ana yama olarak, küçük döküntüleri yavru yamalar olarak tanımlayabilir.
  • Gençlerde daha sık olmakla birlikte her yaşta görülebilir.
  • Bu döküntü genellikle tedavi olmadan kendiliğinden geriler. Yaklaşık 6 – 8 hafta boyunca döküntü devam edebilir. Bazen döküntü çok daha uzun sürer.

Gül Hastalığı Neden Oluşur?

Gül hastalığının kesin nedeni günümüzde hala tam olarak ortaya konamamıştır. Araştırmalar söz konusu hastalığın bir alerji olmadığını göstermektedir. Ayrıca mantarların ve bakterilerin bu deri hastalığına neden olmadığı da bilinmektedir. 

Pitriazis Rosea hastalığının HHV-7 (Human Herpes Virüs 7) virüsüne karşı oluşan bir cilt reaksiyonu olarak düşünülmektedir. Ancak bulaşıcı değildir. Bir insandan diğerine yayıldığı bildirilmemiştir.

Gül Hastalığının Bulguları Nelerdir?

Gül hastalığının bulguları aşağıdaki gibidir:

Ana yama: Genellikle “madalyon” adı verilen 2 – 6 cm çaplarında halka şeklinde kızarıklık ile başlamaktadır.

Yavru yamalar: 2 – 3 hafta içerisinde madalyona benzeyen ama daha küçük ve çok sayıda deri döküntüsü göğüs, sırt, kol ve bacaklarda ortaya çıkar. Sırtta görülen döküntü deseni Noel ağacına benzetilir.

Tutulmayan vücut alanları: Yüz, saçlı deri, el ve ayaklarda çok nadiren gözlenmektedir.

Kaşıntı: Gül hastalığı kaşıntıya yol açabilmektedir. Hastaların yaklaşık yarısında kaşıntı vardır. Cilt ısındığında, örneğin; çalışırken veya sıcak bir duş alındığında kaşıntı artar.

Gül Hastalığı Tanısı Nasıl Konulur?

Gül hastalığı tanısı muayene ile konulmaktadır. İç organları etkilemediği için, genellikle ek tahlil istenmez.

Gül hastalığının birçok farklı tipi bulunmaktadır. Bu nedenle doktorunuzun şüphelendiği durumlarda 3 – 4 mm parça alınarak mikroskopta incelenebilmektedir.

Nasıl Tedavi Edilir?

Kaşıntıyı azaltmaya yönelik antihistaminik haplar ve kortizon içeren kremler kullanılabilmektedir. Şiddetli veya farklı alt tiplerinde kortizonlu haplar veya ışık tedavisi uygulanabilmektedir. Çoğu insanda pityriasis rosea tekrarlamamaktadır.

Lekeler Ne Kadar Sürer? İz Bırakır mı?

Lekeler ortalama 6 – 12 hafta içinde solar ve iz bırakmadan iyileşir. Bazen bu süre daha da uzun olabilmektedir.

Öneriler

Eğer gül hastalığı olduğunuzdan şüphelenirseniz:

  • Dermatoloğa muayene olmak için randevu alın. Bu şekilde gül hastalığı olduğundan emin olabilirsiniz ve kaşıntı varsa tedaviye başlayabilirsiniz.
  • Banyolarınızda ılık su kullanın. Çünkü cilt aşırı ısındığında döküntü kötüleşerek daha da belirginleşebilmektedir. Aynı zamanda banyolarda kese – lif yapmayın.
  • Sıcak ortamlardan kaçının. Çünkü aşırı ısındığınızda döküntü kötüleşerek daha da belirginleşebilmektedir.

Gül hastalığında lezyonları artırabileceği ve bu nedenle hastalık süresini uzatabileceği için lezyonlar mümkün olduğunca kaşınmamalı ve sıkı kıyafetler giymekten, terletici faaliyetlerden kaçınılmalıdır.